29 Eylül 2010 Çarşamba

sandık

önce resimlerini yırttım

gülmenin ve mutluluğun

anlamı yoktu gözünde



iğreti yüzünü astım en uzak duvara

rengini tazeledim astarın döküldü

adresi yok evlerinin

çöplüklerinden derlenmiş iki dize

sevda sandıkların sürtünmüş

soğuk ellerine.



sonra sesini sildim

hak edilmemiş günlerin artığı

sıradan ve tek düze bir yaşam

kendini yok etmek nasıl

denedikçe mi battın avuntularına



solmuş bir sevdanın

gülüsün sen al sakla

anısı dökülmüş sandıklarında