2 Mayıs 2009 Cumartesi

Kumum

kumum

ellerinde
istersen ışıltılı bir deniz parçası
incisi istiridye dudaklarının

yoksan
çöllerinde
çok ve yalnız
sürgün bir dervişin çaresizliğinde

fırtınalarına düştüm
ne gelir elimden
savursan toz
tutsan cam
kırılgan saydam ocaklarında

killerine kat pişir
odalarında sonsuz bir heykel
sevinçli ve hep yarım özleminden

direngen bir yabancı
dizinin dibinde
döküm artığı başının belası
tutkunu ellerinin kanatmaya hazır
kristal bir bıçak bileklerinde

kumum avuçla savur kör göklerine