Bedri Karayağmurlar Şiirler
3 Kasım 2022 Perşembe
11 Şubat 2015 Çarşamba
31 Mart 2011 Perşembe
GELECEĞİN USTALARI
Bedri Karayağmurlar
Kara kıllı kolları
yıkık kilisenin duvarından sarkan
bir ermişin gözlerini oyduğum daha dün .
Çırağım acemiyim
bir başıma tozlu ıssız işliklerde ısıtıyorum .
kömür köz ömrümün
örsünde yüreğimi bütün gün.
Adem amcam
hüzünlü göçmen bir Rum’du belki.
Bütün resimleri ve aşkları sürgün
bir mübadilin tahta işlemeli sakız dolaplarında .
Bizim oraların da
tuzu balığı kılçık
yolu beli balçık.
Akrepler taş altlarında
dikmiş kuyruklarını kertenkeleler.
Elimde yavşan kökünden acı su çeken kalem.
Çizdiği de suretim :
Genç, zıpır.
Her yerde ve dağlarda
gılağılı kılıçlar,
gökçe eller diye yanık demir türkülerle dilimde acı tütün.
Az karanlıkta kalacaksınız.
sonrası sonsuz aydınlık.
Güneşi yakacağım ruhumun ocağında
yeniden dövüp,
su vermeye vicdanınızın ince tellerine .
içi geçmiş bestelerinizin paslı kulakları çınlasın.
Ağaran günlerdir saçlarınızda ölüm
Kara kıllı kolları
yıkık kilisenin duvarından sarkan
bir ermişin gözlerini oyduğum daha dün .
Çırağım acemiyim
bir başıma tozlu ıssız işliklerde ısıtıyorum .
kömür köz ömrümün
örsünde yüreğimi bütün gün.
Adem amcam
hüzünlü göçmen bir Rum’du belki.
Bütün resimleri ve aşkları sürgün
bir mübadilin tahta işlemeli sakız dolaplarında .
Bizim oraların da
tuzu balığı kılçık
yolu beli balçık.
Akrepler taş altlarında
dikmiş kuyruklarını kertenkeleler.
Elimde yavşan kökünden acı su çeken kalem.
Çizdiği de suretim :
Genç, zıpır.
Her yerde ve dağlarda
gılağılı kılıçlar,
gökçe eller diye yanık demir türkülerle dilimde acı tütün.
Az karanlıkta kalacaksınız.
sonrası sonsuz aydınlık.
Güneşi yakacağım ruhumun ocağında
yeniden dövüp,
su vermeye vicdanınızın ince tellerine .
içi geçmiş bestelerinizin paslı kulakları çınlasın.
Ağaran günlerdir saçlarınızda ölüm
23 Ekim 2010 Cumartesi
imbat
seni İzmir'de sevdim
usul bir günün akşamında imbat çeldi aklımı
hep yanımdan geçiyordu hayat
hep kaçıyordu hayat bilinmez kentlere
hayat bir gül - in –c-eli-ğin-de dokununca yüreğime
yüreğim karıştı körfezin-de günbatımına
seni iyi ki İzmir 'de sevdim
başka yerde İmbata böyle dokunmaz elim
ben sana bir gül inceliğinde
usul bir günün akşamında imbat çeldi aklımı
hep yanımdan geçiyordu hayat
hep kaçıyordu hayat bilinmez kentlere
hayat bir gül - in –c-eli-ğin-de dokununca yüreğime
yüreğim karıştı körfezin-de günbatımına
seni iyi ki İzmir 'de sevdim
başka yerde İmbata böyle dokunmaz elim
ben sana bir gül inceliğinde
29 Eylül 2010 Çarşamba
sandık
önce resimlerini yırttım
gülmenin ve mutluluğun
anlamı yoktu gözünde
iğreti yüzünü astım en uzak duvara
rengini tazeledim astarın döküldü
adresi yok evlerinin
çöplüklerinden derlenmiş iki dize
sevda sandıkların sürtünmüş
soğuk ellerine.
sonra sesini sildim
hak edilmemiş günlerin artığı
sıradan ve tek düze bir yaşam
kendini yok etmek nasıl
denedikçe mi battın avuntularına
solmuş bir sevdanın
gülüsün sen al sakla
anısı dökülmüş sandıklarında
gülmenin ve mutluluğun
anlamı yoktu gözünde
iğreti yüzünü astım en uzak duvara
rengini tazeledim astarın döküldü
adresi yok evlerinin
çöplüklerinden derlenmiş iki dize
sevda sandıkların sürtünmüş
soğuk ellerine.
sonra sesini sildim
hak edilmemiş günlerin artığı
sıradan ve tek düze bir yaşam
kendini yok etmek nasıl
denedikçe mi battın avuntularına
solmuş bir sevdanın
gülüsün sen al sakla
anısı dökülmüş sandıklarında
16 Ocak 2010 Cumartesi
sokaklarım
Bedri Karayağmurlar
I
geçtiğim yolların tozu avuçlarımda
yüzümde iki kesik,
dizimde kanayan yara
bir su akar önüm sıra
kirletir arınırım
üstümde hayat kokusu
II
kiralık odalara ısınamadan eskidi yüzüm
emanetti özgürlüğe evsiz çocuklar
ama kentin haritasını ben çizdim
tutup çekince erkenci sabahlar
titrettim camları ürküttüm tahta kapıları
kayda geçmemiş kıtalardı sokaklar
III
balıklar geçerdi oysa keçeleşmiş saçlarımdan
yakaladığım kuşlar kanadım
kerkenez yavruları çırpınırdı saçak altlarında
kovanlarını dağıttığım arılar çiçek açardı düşlerimde
çocukluğumdu dağıtılmış yeni başlangıçlarda
direnemedim karıştım koşarak günün çığlığına
nasılsa bir sokak daha vardı bulutların arkasında
IV
yılkı atları fırtına taşırdı
sakladığım yırtık defterlerimde
siz neredeyseniz uzak istasyonlara kaçardı aklım
ıslığımda trenler yanardı
ihlal ettiğim bütün yasakları
yazardı güncelerde yasalar
hep yün eğirirdi kadınlar evleri sırtlarında
aman zaman bükülmesin diyedir çocuklar
eskimesin sokaklar
V
tenhaya düşerse sokaklar çocuk ağlamaları
yankılanır sıvasız yüreklerinde denize inenlerin
evse ev çocuksa çocuk ah şu kediler ve balık kokusu
bir de erken çekilmesi perdelerin
VI
kaldırımların ezik aralıkları yankılar
yumurta topuk piçlerin gözleri eğilir
kızların etekleri iki parmak aşağıya çekiştirilir
gece işte koyu mavi örtüsünü gecikse keşke çatılara
serin yalnızlıklar başlanır duvar diplerinde
aç kediler, uyuz köpekler,
biter ansızın sesi kesilmiş sokaklar
VII
ah akşam getirme yıldızlarını
uyandığımda bir kiralık sokak daha
uzun yolculuklar başlar
pencereleri yabancı bir yatak yeniden
uyumak yorulmak değil miydi
VIII
bir sokak daha büyüyeceğim
fidanlar diktim avuçlarıma
ebe sensin sabah
akşam körebe az sonra yalnızım
kimsenin bilmediği uzak bir sokakta
Gaziemir 2010
Bedri Karayağmurlar
I
geçtiğim yolların tozu avuçlarımda
yüzümde iki kesik,
dizimde kanayan yara
bir su akar önüm sıra
kirletir arınırım
üstümde hayat kokusu
II
kiralık odalara ısınamadan eskidi yüzüm
emanetti özgürlüğe evsiz çocuklar
ama kentin haritasını ben çizdim
tutup çekince erkenci sabahlar
titrettim camları ürküttüm tahta kapıları
kayda geçmemiş kıtalardı sokaklar
III
balıklar geçerdi oysa keçeleşmiş saçlarımdan
yakaladığım kuşlar kanadım
kerkenez yavruları çırpınırdı saçak altlarında
kovanlarını dağıttığım arılar çiçek açardı düşlerimde
çocukluğumdu dağıtılmış yeni başlangıçlarda
direnemedim karıştım koşarak günün çığlığına
nasılsa bir sokak daha vardı bulutların arkasında
IV
yılkı atları fırtına taşırdı
sakladığım yırtık defterlerimde
siz neredeyseniz uzak istasyonlara kaçardı aklım
ıslığımda trenler yanardı
ihlal ettiğim bütün yasakları
yazardı güncelerde yasalar
hep yün eğirirdi kadınlar evleri sırtlarında
aman zaman bükülmesin diyedir çocuklar
eskimesin sokaklar
V
tenhaya düşerse sokaklar çocuk ağlamaları
yankılanır sıvasız yüreklerinde denize inenlerin
evse ev çocuksa çocuk ah şu kediler ve balık kokusu
bir de erken çekilmesi perdelerin
VI
kaldırımların ezik aralıkları yankılar
yumurta topuk piçlerin gözleri eğilir
kızların etekleri iki parmak aşağıya çekiştirilir
gece işte koyu mavi örtüsünü gecikse keşke çatılara
serin yalnızlıklar başlanır duvar diplerinde
aç kediler, uyuz köpekler,
biter ansızın sesi kesilmiş sokaklar
VII
ah akşam getirme yıldızlarını
uyandığımda bir kiralık sokak daha
uzun yolculuklar başlar
pencereleri yabancı bir yatak yeniden
uyumak yorulmak değil miydi
VIII
bir sokak daha büyüyeceğim
fidanlar diktim avuçlarıma
ebe sensin sabah
akşam körebe az sonra yalnızım
kimsenin bilmediği uzak bir sokakta
Gaziemir 2010
Bedri Karayağmurlar
28 Aralık 2009 Pazartesi
ANNEME
Bedri KARAYAĞMURLAR
son resimlerinde ne çok çizgi var yüzünde
nasıl görmemişim daha önce
duyabilsem anımsadığım
masallarını yeniden anlattığını
kırmızı lastik bir toptu çocukluğum
hep yuvarlanan zıplayan peşinsıra
ne çok ellerin vardı ne çok gözlerin
uzaklaşınca anlardım sıcaklığını
ne dünya umurunda ne hava durumu
hain bir lodos batırırsa gemileri
ah gemicilerin evleri
tesellisi yanındayız
ihtilal kara takip sapıtmış iktidar
içerde yok ya bizden biri
“boyları devrilesiceler boğazlarına kaçsın dilleri
Yaktılar memleketi çocukların geleceğini”
gök sularında eridi çivit evleri
ah annem sıcak yemeklerinin buharına karıştı
pencerelerin camlarını kırsaydı keşke sokaklara
bir komşu baksın
bir kelebek konsun omzuna
olmamış sevgililere armağan resimlerden kaçan
sardunya kokuları ekerdi evlerine
fesleğen tenekelerine ellerini
bir cümle daha kimsesiz çiçekler sorularım
yakında solacak saatleri kırmadığıma pişmanım
ne kadar uzar oralarda yalnız bir selvi
Gaziemir 2009 sonu
son resimlerinde ne çok çizgi var yüzünde
nasıl görmemişim daha önce
duyabilsem anımsadığım
masallarını yeniden anlattığını
kırmızı lastik bir toptu çocukluğum
hep yuvarlanan zıplayan peşinsıra
ne çok ellerin vardı ne çok gözlerin
uzaklaşınca anlardım sıcaklığını
ne dünya umurunda ne hava durumu
hain bir lodos batırırsa gemileri
ah gemicilerin evleri
tesellisi yanındayız
ihtilal kara takip sapıtmış iktidar
içerde yok ya bizden biri
“boyları devrilesiceler boğazlarına kaçsın dilleri
Yaktılar memleketi çocukların geleceğini”
gök sularında eridi çivit evleri
ah annem sıcak yemeklerinin buharına karıştı
pencerelerin camlarını kırsaydı keşke sokaklara
bir komşu baksın
bir kelebek konsun omzuna
olmamış sevgililere armağan resimlerden kaçan
sardunya kokuları ekerdi evlerine
fesleğen tenekelerine ellerini
bir cümle daha kimsesiz çiçekler sorularım
yakında solacak saatleri kırmadığıma pişmanım
ne kadar uzar oralarda yalnız bir selvi
Gaziemir 2009 sonu
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)